21 Nisan 2014 Pazartesi

İÇİNDEKİ DEVİ UYANDIR

 Güncellendi
 
içindeki devi uyandır' ı ilk okumaya başladığımda "işte aradığım kitap" demiştim.  Ama bitirdiğimde "keşke başka birşey okusaydım" dedim.




600 küsür sayfada en fazla 150 sayfası güzel. geri kalan kısım tamamen kendini övme, amerikan propogandası ve 1 sayfada anlatacağını 5 sayfa kadar uzattığı gereksiz bölümlerle geçiyor.



ilk sayfalarda kendinden bahsederken çok samimi ve tanıdığınız biriyle sohbet ediyormuşsunuz gibi. ilerledikçe bu samimiyet kibire dönüşüyor dünyanın en mükemmel insanı olduğunu idda ediyor sanki. lafı dönüp dolaştırıp kendisine getiriyor

"kedinize hemen güzel bir kitap alın " diye yazıyor     (Parantez içinde mesela benim ilk kitabım sınırsız güç harikadır diye  not düşüyor)  Bu bakımdan berbattı.



Ama haksızlık yapmamalıyım. Çok ilginç konularda vardı kitapta.

 Mesela "köpeğe yemek verirken zil çalınması" deneyini hemen hemen hepiniz bilirsiniz. Dünyaca bilinen bir deney olan bu durumu insanlar üzerinde denenmesi gerektiğini savunuyor. Yani her çalışmanın ardından bir hediye alırsak kendimize bir süre sonra hediye olmadanda çalışacağımızı söylüyor. İnsanın kendi kendini nasıl motive edeceğini anlatıyor. Bu açıdan da çok beğendim.



Neticede kendinize sormanız gereken soru şu: 100 sayfa harika bilgi için 500 sayfa gereksiz yazı okuyabilirmiyim?




Kitabın içinden güzel bölümler:


* Hepimizin rüyaları vardır... Hepimiz ruhuuzun derinliklerinde, bizde özel bir şeyler olduğuna, dünyada bir fark yaratabileceğimize inanmak isteriz

* Kontrollü odaklanma, sizi engelliyormuş gibi gözüken her şeyi yarıp geçen bir lazer ışını gibidir

*Kişinin hayatta  başarısız olmasının nedenini, önemsiz şeylerde ustalaşmak olarak görüyorum.

* Hayatımda artık kabul etmek istemediğim her şeyi bir liste halinde yazdım

* Hyatta ne yapacağını pek çok insan bilir, ama bildiğini yapanların sayısı çok azdır

*Kendi mezarıızı kendi dişlerimizle kazıyoruz çünkü vucüdumuza fazla yağ, besleyici değeri az yiyecekler, televizyon karşısında hareketsiz  oturuyoruz.

*Hayatınızda bazı kaldıraç noktaları bulunduğunu, o noktalara ufak değişiklik yaparak hayatınızın yönünü değiştirebilirsiniz.

*Birisi size" 15 yıl sonra nerede olacaksın? diye sorarsa ne dersiniz onlara?

* Hayatımızı biçimlendiren, arasıra yaptığımız şeyler değil, sürekli yaptığımız şeylerdir.

* Benim hayatım tek bir günde değişti.. o gün, hayatımda nelere sahip olmak istedğimle değil, kim olduğuma ve nelere sahip olmaya adandığımas karar verdiğim gündü.

* Eğer hayatta neleri kabul edeceğiniz konusunda taban bir standart koymalısınız

* Gerçek kararlar, rüyalarımızı gerçeğe dönüştüren aracılardır.

* Güç kralın elinde olduğu kadar, basit bir işçininde elindedir.

* Tanrı nın bir şeyi ertelemesi, reddetmesi demek değildir

* Bazı kişilwer için kış kış uykusu demektir. diğer bazıları için kızağa atlayıp kaymak demektir.

* Başarısızlık belki de kılık değiştirmiş bir armağandır, çünkü onu gelecekte daha iyi kararlar verme işinde kullanabilirsiniz.

* Eğer dış bir etken sizi üzerse, duyduğunuz acı o şeyin kendinden değil, sizin ona verdiğiniz değerden geliyordur, onu da her an ortadan kaldırma gücünüz vardır

* Kendi düşüncemizi kendimiz yönlendirmezsek, bizi kendi istedikleri gibi davranmak üzere şartlandıranların etkisine gireriz

* İyi bir vücut istiyorsanız, o vücudu bir heykeltraj gibi kendiniz yontacaksınız

*  Tanıdığın şeytan tanımadığın şeytandan iyidir

* emin olmak insana güç getirir

* Öğrenilmiş çaresizlik, insanlar bir alanda yeterince başarısızlık biriktirdikleri zaman, çabalarını yetersiz görmeuye başlarlar. cesaret kaybına sürüklenirler.

* Yani insanlar çoğunlukla bir şeye, başka herkes de inandığı için inanırlar. buna psikolojide sosyal kanıt denir.sosyal kanıt ınkullanmak hayatınızı sınırlar. herkese ait durumuna getirir.

* İlginç kimselerle konuşmalar... (kitap)

* Alman düşünür tüm gerçekler 3 adımda gerçekleşir
1- alay edilir
2- şiddetle karşı çıkılır
3- zaten belli olan şey denir ve kabul edilir

* Kalite ucuza mal olur

* Kaliteli mal sadece memnun değil, sadık müşterilerde kazandırır.

* Japonyada çok kullnılan bir kelime :KAİZEN  sürekli iyileşme demek. yani yavaş yavaş adım adım iyileşme

* Kullandığımız kelimeler bizim nasıl düşündüğümüzün dokusunu oluşturmakta ve hatta kararlarımızı etkilemektedir.

* Dünyayı istiyorum, ama bir çikolataya da razıyım

* Çok kötü bir filme gittiniz mi hiç ?
  O halde kötü filme yüzlerce gidermisiniz?
  tabi ki hayır!! neden?
 O halde neden bayninizdeki kötü filmlere gidip
 en sevmediğiniz anılarınızı seyredip duruyorsunuz

* Tecrübe, insanın  başına gelen şey değildir; o insanın o başına gelenle ne yaptığıdır.

* soru soran cevaptan kaçamaz kamerun atasözü

* Ben hiç olmayan şeyleri düşünürüm neden olmasın diye sorarım

* Unutmayın yanlız sorduğunuz değil sormadığınız sorularda önemlidir

* İnsan kızarsa kontrolü kaybeder
peki kontrolü kaybederse ne olur
 o zaman karşı taraf kazanır

* Dünyayı omuzundan indir ve ilerle

* Satrançta ve savaş sanatlarında kullanılan bir söz vardır: Saldırı tehdidi, saldırının kendisinden daha büyüktür

* Hayatınızda uğraşmakta olduğunuz bütün o şeylerin arasında sizin için en öneml olanını seçip ona odaklanmanız gerekir

*Amacınıza ilgi duyarark değil kendini adamakla ulaşılır

* Ben bugün ne yapmalıyım ki beni seçtiğim amaca götürsün?

* Eğer istediklerimin olacağını bilsem, hayatta ne olmak isterdim?

* Hiç başarısızlığa uğramıyacağımı bilsem, nelerin peşine düşerdim?

* Güçlü bir nedeniniz oldu mu size " nasıl "ı da gösterecektir

* Alışkanlık hizmetkarın en iyisi, efendilerin en kötüsüdür.

* kendinize 3 şeyi yasaklayın
1- tembellik
2- korku
3- alışkanlık

* Neyi tekrar tekrar yapıyorsak, oyuz

Sağlık ve spor, diet

Sağlıkla formda olmanın aynı şey olmadığını bilmek gerek

* Formda olmak, bir etletik faaliyeti yapabilme konusundaki fiziksel yetenektir.
Sağlıklı olmak ise " Vücuttaki bütün sistemlerin, yani sinir sistemi, kas sistemi, iskelet sistemi, dolaşım sistemi, sindirim sistemi, lenfatik sistem, hormonal sistem vb. en iyi biçimde çalışıyor olması demektir.

*Eğer formda olmayı, sağlığınız pahasına elde ediyorsanız, o güzelim vücudunuzun tadını çıkaracak kadar çk yaşamayabilisiniz

* Sağlıkla formda olma arasındaki en iyi denge, metabolizmanızı eğitmekle sağlanabilir.

* Sağlıkla formda olma arasındaki en büyük fark, aerobik ile anaerobik egzersiz arasındaki farkı anlamakla düğümlenir. Aerobik demek "oksijenli" demektir. Uzun süre sürdürülen ılımlı8 egzersizle ilgilidir. Aerobik sisteminiz dayanıklılık sisteminizdir, kalbinizi, ciğerlerinizi, kan damarlarınızı ve aerobik kaslarınızı kapsar.Aerobik sisteminizi uygun perhiz ve egzersizlerle harekete geçirirseniz, yakıt olarak yağları yakar, onlardan kurtukursunuz.

* Beri yandan anerobik sözü de " oksijensiz" demektir. Kısa süreli güç patlamaları sağlayan egzersizleri anlatmaktadır. Anerobik egzersiz ilk yakıt olarak glikojen yakar, bu arada vücudun yağ depolamasına yol açar. Vücudunuzun yağ yakabilme yeteneğini üzerinde katılım da rol oynamaktadır.

* Yürüyüş, koşu, jogging, bisiklet, yüzme, dans vb. gibileri her iki yararı da verebilirler.
Düşük kalp atış hızları bu jimlastikleri aerobik yapar,
yüksek kalp atış hızları da anaerobik yapar. Genellikle tenis, raket topu, basketbol ve benzeri sporlar anaerobiktir.

* Günümüzde insanların çoğu, sürekli anaeobik durumda yaşamalarını zorunlu kılan hayat biçimlerini sürdürmektedirler. Hep stres yüklüdürler, onlardan çok şey beklenmektedir, bir de bunu, seçtikleri cimlastik biçimiyle daha beter zorlarlar. Sonuçta metabolizmalarını sürekli anaerobik olacak biçimde eğitmiş olurlar, gilikojen yakar, enerjiyi oradan bulurlar.
Glikojen düzeyleri çok düşünce bu sefer anaerobik bünye, ikinci enerji kaynağı olan kan şekerine döner. Böyle bir durum, sağlığınızı ve canlılığınızı hemen bozar

* Anaerobik sisteminiz kanınızdaki şekeri, daha iyi işler için kullanabileceğiniz o şekeri yiyip bitirirken, sizde bunun olumsuz etkilerini hemen hissetmeye başlarsınız. Kan şekerinin üçte ikisini sinir sistemimiz kullanmak zorunda olduğuna göre, ortaya çıkan açık bu sefer nöro masküler sorunlar yaratabilir, başağrılarını, dalgınlıkları başlatır.
Size metabolizmanızı aşırı anaerobik eğitmenin yaratacağı bir takım kötü işaretlerin listesini vereyim:
dermansızlık
jimlastikten sık sık doğan kazalar
düşük kan şekeri paternleri
depresyon ve kaygı
yağ metabolizması sorunları
adet öncesi sendromu ya da
dolaşım sorunlarıyla eklem tutulmaları

* Bizler anaerobik açıdan aşırı, aerobik açıdan eksik bir toplumda yaşamaktayız, bu da herkesin sağlık kalitesini kötü yönde etkiliyor.
Modern sanayileşmiş toplumda, insanların fiziksel faaliyetleri azalıyor. Daha 30-40 yıl önce, çoğu insanlar günlük işlerini fiziksel güç kullanarak yaparlardı. Ama bugün, günlük hayatın artık yaratamadığı fiziksel faaliyetleri sağlıyabilmek iç çare arıyoruz. Bizi zorunlu egzersiz yapmaya itiyor.
Çoğumuz sağlıkla formda olma arasında uygunsuz bir denge yaratıyor.

*dr maffetona göre:
bütün egzersiz programları bir aerobik temel oluşturmakla başlamayı gerektirir. Bir süre boyunca egzersizlerinizi aerobik olarak yapmalı, hiçbir anaerobik egzersiz yapmamalısınız. Bu süre 2-8 ay arasıda değişmeli bu süre içinde aerobik sisteminiz gelişip iyi duruma gelmelidir. Bu temel sürenin ardından, haftada 1-2 bazen 3 kere yapılacak anaerobik egzersizler gelir.

* Aerobik sisteminizi doğru dürüst geliştirmek yalnız sizi daha iyi bir sporcu yapmakla kalmayacak, aynı zamanda kalçalarınızdan fazla yağları atacak, immun sisteminizi iyiye götürecek, size daha çok enerji verecektir.

* haftalarca hiç hareket etmemişken bir gün  çıkıp 5 mil koşuyordum. her yanım tutuluyordu.
Egzersize başlar başlamaz, vücudunuzu hemen anaerobik kapasiteye iten bir tempo tutturursanız, çok tehlikeli şeyler olabiliyor.
Anaerobik egzersizde en çok kullandığımız kasın ihtiyacı olan kan talebini karşılamak için, vücut o kanı en hayati organlardan çekip alıyor. Örneğin karaciğerimizden. Sonuçta bu organlar çok miktarda oksijen kaybediyor, dermansız yapıyor.

* Metabolizmayı eğitim sürekli aerobik durumda olmalıdir. Siz vücudunuzuı eğitnedikçe, vücudunuz yağ yakmayacaktır. Böyle olunca eğer belinizdeki o inatçı yağ tabakasından kutulmak istiyorsanız, vücuduuzu yağ yakmaya  eğitmelisiniz, şeker yakmaya değil.

* Perhizden tüm yağı çıkarmak daha çok yağ depolatır

*500 metre ilerideki yere gitmek için taksiye binmek egzersiz değildir. Rüzgarda koşmak anaerobiktir. oksijeni azaltır. vücut yağ depolar.

* Yaptığınız cimlastik harektlerinin ne zaman aerobik olmaktan çıkıp anaeobik olmaya başladığını anlamak istiyorsanız, size basit bir test önerebilirim:
egzersiz yaparken konuşabiliyormusunuz (aerobik)? soluk solua (anaerobik)

Eğer jimlastik aerobikse yorucu ama keyili olur
anaerobikte  kendinizi zorlarsınız

*Aerobik  egzersiz alanınız içinde en az 20 dk, ideal olarak 3- yada 45 dk çalışmanız gerekir

****************************************************************************

* Zaman öldürmek cinayet değil, intihardır


bitti.


















































14 Nisan 2014 Pazartesi

Tanrılar okulu


Büyük ve kalın bir kitaptır.
Kitabın ilk sayfalarından itibaren müthiş bir hikaye vardı.
Nasıl anlatılır ama bir adamın rüya ile uyanıklık arasında yanına biri gelir adı dreamardır. e o kişiyi bedeninde yukarı kalıdrarak onu kendi anılarına götürür. ve uzaktan kendini izletir.

Hikaye güzeldi. ama ortlarına doğru çok fazla sıkıldım. daha doğrusu artık çık fazla felsefik bir hal almaya başlamıştı. bu kötü olduğu anlamına gelmez aslında. sadece benim ilgi alanımın dışına çıktı ve sonlara doğru okumayı bıraktım.

İlginç bir kitap okumak isteyenlere önerilir.
çoğu zaman tamamlasa mıydım diye rafta baktığım bir kitap


içinden birkaç yazı:
* bu kitap harika bir kaçış kitabıdır

*Kendimi alt etmek zorunda kaldım

*sınırları evrene uzanan bir okul hayal ettim

*Bireysel bir devrim düşledim

*yıllardır uyutularak kabullenmeye zorlandığım durumum, anestezi etkisinin aniden dağılmaya başlamasıyla ilişkimizin ne denli anlamsız olduğunu ve ruhumun yıllarca nasıl bir acıya maruz kaldığını  fark ettim

*bağımlı olmak, istem dışı bile olsa, her zaman kişisel bie seçimdir. Hiç kimse veya hiçbirşey, seni bağımlı olmaya zorlayamaz, ancak bunu sen yaparsın

*sana dayatılan sahte uykundan uyanmanın zamanı geldi

*Her insan yeniden doğmadan önce mutlaka " ölmelidir"

*Ölmek kişinin vizyonunu  bütünüyle altüst etmesidir.

*Hayatımı düzeltmak ne kadar alacak?
 En azından, becerisizlikle harcadığın yılların kadar uzun bir zaman alacaktır

*kendini gözlemleme kendini düzeltmedir

* Düşüncelerin ve duyguların suç ortaklığı...

* Bir kişi yaşamındaki olayları değil, yalnızca onları göğüsleme biçmini değitirebilir.

* Yaşantında her şey tekrar ediyor... Aynı olaylar defalarca aynı şekilde yaşanıyor, çünkü onları değişmek istemiyorsun. Yine şikayet ediyor, yine dünyayı suçluyor ve yine dışarıdan birilerini seni incittiğine ya da sana felaket getirdiğine inanıyorsun.

* Zamanın bu döngüsüne sıkışıp kalmış bir kişinin gerçek bir geleceği olamaz;
  yalnızca tekrar tekrar yaşadığı bir geçmişi olur.

* iyileşme yüreğin derinliklerinden gelir

* Yaşantının tavan arasına, yani onun en karanlık köşelerine girmek üzereyiz dedi. şimdi biraz temizlik ve yüklerdenn kurtulma zamanı

* Tüketmem gereken herşeyi tüketmiştim; sözcükler, anılar, gözyaşları...

*Değişmek için seni programlayan düzenle mücadele etmen gerekecek!
 Tüm bakış açılarını tepetaklak edeceksin. Ancak bu şekilde ve uzun bir çalışmayla kaderini değiştirebilirsin.

* bir azizlede karşılaşsa hırsızın gözü daima onun cebinde olacaktır.

* dünya tozdur. Öyleyse üfle gitsin

*Benzer benzerini çeker, Ölüm ölümü çeker ve yaşama sarılmış kişilere dokunamaz

* Hep aynı olaylarla karşılaşıyorsun, çünkü sende hiçbirşey değişmiyor.
   benzer benzeri çeker.

*Düşüncelerimiz  kaderimizdir.
  Düşüncelerimizin kalitesi yükseldikçe yaşam kalitemiz de yükselir

*Evren olduğu haliyle mükemmeldir. Değişmesi gereken yalnızca sensin!

*Anlamamak, herhangi bir durumda o olayın başımıza tekrar tekrar geleceğin belirtisidir.

* Kendini gözlemlemek kendini düzeltmektir.

*Eğer geçmişin şimdi tam şu an olduğunu bilmiyorsan geçmişi değiştiremezsin

* Kendini aşmak kadar kutsal bir savaş yoktur; kendi sınırlarını aşmak kadar büyük bir zafer yoktur

* savaş alanı senin bedenindir

*Başkalarına ve başkalarının yargılarına bağımlı olmaktan kötüsü yoktur.

* dünya sen böyle olduğun için böyledir

.......

ve son satır:
düşle düşle düşle... düş kurmayı asla bırakma. Gerçekler ardından gelecektir...